İnternetsiz bir hayat düşünebilir misiniz? 2000'lerin başında 56k modemler ile sınırlı olarak bağlandığımız, yalnızca gezinip içerik ve bilgi alabildiğimiz internet ile bugün hiç bitmeyen bir karşılıklı etkileşim halindeyiz. İnternette artık yalnızca bilgi toplamıyor, kendi içeriklerimizi de üretebiliyoruz. Uzun süredir içinde bulunduğumuzdan dolayı, ilk bakışta bu durum son derece normal geliyor aslında; neticede herkes artık gerek sosyal medya gerek dijital ortamlar olsun kendi içeriğini (resim, fotoğraf, yazı vb.) üretip internete yükleyebiliyor. Ancak ne var ki bu her zaman böyle değildi. Gelin, Web 4.0'a geçmeden, internetin günümüze kadar olan gelişim dönemlerini bir hatırlayalım.

Web 1.0 (1995-2000):

Yalnızca bir online kütüphaneye de benzetebileciğimiz bu dönemde, internet yalnızca "read-only" bir ortamdı ve kullanıcılar yalnızca şirketler (veya üreticiler) tarafından girişi yapılan içerikleri gözlemleyebiliyor, kendi içeriklerini üretebiliyordu. Bu dönemde internette içerik oluşturabilenler genellikle büyük şirketlerdi.

Web 2.0 (2000-2010):

Bu dönem, kullanıcıların da internetle etkileşime girebildiği dönemdir. İnternet kullanıcıları kendi içeriklerini (bloglar, web siteleri, sosyal medya profilleri vb.) ve dolayısıyla kimliklerini de dijital ortama taşımıştır.

Web 3.0 (2010-2020):

Şu anda içinde bulunduğumuz Web'in 3. dönemi, makine öğrenmesinin geliştiği dönem olarak da tanımlanabilir. Web 3.0'da, İnternette bulunan algoritmalar kullanıcılar için birer profil oluşturarak her bir kullanıcının ziyaret ettiği sayfalara, beğendiği veya ürettiği içeriklere göre onlara alakalı öneriler, reklamlar ve benzer sonuçlar gösteriyor. Bir anlamda da internetin genelden kişisele dönüşüm dönemi de denebilir.

2020'den 2030 yılına kadar devam edecek olan Web'in 4. dönemi Web 4.0 ile birlikte tüm insanlık yeni bir çağa girecek aslında. Şu anda bağımlı olduğumuz fiziksel depolama alanları yerini yavaş yavaş bulut tabanlı sanal depolama birimlerine bırakacak ve bilgisayarlarımızın işletim sistemleri bile web üzerinde depolanmaya başlayacak. Makine öğreniminin (yapay zeka) bir sonraki seviyeye geçeceği dönemde, şu anda günümüzde test aşamasında olan sanal asistanlar (Google Asistan, Amazon Alexa vb.) kendilerini geliştirmeye devam ederek çok daha fazla özellik kazanacak ve şu anda telefonlar nasılsa onlar da günlük hayatımızın değişmez unsurları haline gelecek. VR, AR vb. kavramlar emekleme döneminden çıkarak günlük hayatın gerçekliğine karışacak.

Kısaca, Web 4.0 ile insanlık, birbiri ve yapay zeka ile sürekli olarak bağlı olacaklar. Fiziksel bariyerler minimuma inecek, analog sistemler yavaş yavaş yerini dijitale bırakacak ve tam anlamıyla dijital bir çağ başlayacak. Zaten biraz dikkatli düşündüğümüzde, internet deyip geçtiğimiz olgunun aslında hayatımızın olmazsa olmazı olduğu; navigasyondan iletişime, alışverişten depolamaya kadar birçok alanda vazgeçemeyeceğimiz özellikleri bize şu an bile sunduğunun farkına varabiliriz. Web 4.0 ile bu sadece daha da gelişecek.